PORTO MARIA – ALAÇATI – İZMİR

Maria’nın Bahçesi , geçen yıl tatilimizin en özel duraklarından bir tanesi olmuştu. Alaçatı’da Kemalpaşa caddesinin başlangıcında yer alan binasında unutulmaz tatlarına şahit olmuştuk. Bu yıl Alaçatı tatilimizde tercihimiz Port Alaçatı’da bulunan Porto Maria. Maria Ekmekçioğlu’nun yaz aylarında İstanbul’dan buralara gelip 2 işletme açmasının hikmetini anlamak için Alaçatı’ya gelmek ve havasını solumak gerekli. Özellikle Port Alaçatı’nın bambaşka bir ortamı var. Son derece dingin ve insana huzur veren bir yer.

Bahçe kısmı oldukça büyük. Burası büyük oranda yazlık bir mekan olduğu için bahçenin büyüklüğü hayati önem taşıyor. Beyaz masa sandalyeler ve beyaz masa örtüleri çok şık. Bina, sütunlar ve bitkiler, Yunan mimarisi özelliklerini taşıyor. Maria hanımın etkisini gösteriyor. 

Restoran girişinde günün balıkları görülebiliyor.

Yerimizi seçtikten sonra meze tepsisi masaya geliyor. Çeşit çok. Mezeler ot ve sebze ağırlıklı. Ara sıcaklar daha çok deniz ürünlerinden oluşuyor.

Siparişin ardından masaya zeytinyağı üçlemesi taze ekmek eşliğinde geliyor.  Ekmek ve zeytinyağı gayet güzel ama fazla yemeyin, esas hikaye geride.

Rakı içeceğimiz için yanında güzel bir yöresel peynir istedik. Şefin tavsiyesiyle İzmir tulumu ile başladık.

Mezelerden Ermeni pilaki istedik. Bombay fasulyeden yapılmış Ermeni pilaki gayet lezzetli. Fazla pişmemesi güzel. Soğanı, havucu, üstünde otu, hepsi kararında.

Uskumru marin, az sayıdaki soğuk balık mezelerinden ve insanı bayıltacak kadar lezzetli.

Geçen yıl yediğimiz kalamar dolmanın tadının hala damağımda olması nedeniyle bu yıl aynısından 1 tane daha istedik. Fırında pişen, sonlara doğru hafif soya sosu ilavesiyle lezzeti patlayan kalamar enfes.

İçi peynir ve otla dolu olan kalamar mutlaka denenmeli.

Maria Ekmekçioğlu ile tanışma ve sohbet etme şansımız da oldu. Neşeli kişiliği ve hoş sohbetinin yanı sıra kendi elleriyle bizim için midye saganaki de yaptı sağolsun. Hafif tereyağlı kalın bir sos içinde gelen midyenin lezzetini tarif imkansız. Hem sosa bulanmış midyeleri yedik, yetmedi, söylemesi ayıp sosunu da ekmek banarak bitirdik.

Yemeğimizi yine Maria Hanım yapımı tart tatin ile sonlandırıyoruz. Üstünde dondurma ile servis edilen tart lezzetli ve hafif.

Ve yemek sonunda kendi yapımları olan vişne likörü.

Yemeğimizi vişne likörü ve kahve ikramı bitirdik. Bugüne kadar bu aşamadan sonrası hakkında hiç resim yayınlamadım, Porto Maria ilk olacak. İşletmenin tuvaletleri son derece temiz. Tebrik  ederim. Tuvaletler temizliğin ötesinde bahsedilmeyi hakediyor. Dekorasyonda kullanılan objeler, deniz kabukları ve lavanta dallarına ek olarak duvarlarda asılmış şiirler ve özlü sözler gayet ilginçti.

Ve tabi büyük usta Can Yücel’in şiiri. Lütfen biraz zaman ayırın ve sonuna kadar okuyun. Kendisini buradan saygıyla analım. Büyüksün Can baba!!

Porto Maria’da unutulmaz bir akşam geçirdik. Harika lezzetler, Maria Hanımın doyumsuz sohbeti, ortam, herşey çok güzeldi. Bundan sonraki her Alaçatı seyahatimde mutlaka uğrayacağım yerlerin başında kesinlikle burası olacak. Beni bilirsiniz, çok keyifli akşamların sonunda fiyat yazmayı sevmiyorum, burası için de yazmayacağım. Merak edenler mail yollarsa yazarım. Ama aynı kategoride olan diğer işletmelerle benzer fiyatlarda olduğunu söyleyebilirim.

Başta Maria Ekmekçioğlu olmak üzere tüm çalışanlarına teşekkür ederim.

Notlar

- Haftanın 7 günü açık

- Haftasonları mutlaka rezervasyon gerekiyor

- Kış aylarında açık olma durumunu telefonla sorabilirsiniz

- Tekerlekli sandalye ile ulaşım kolay. Otopark ile restoran arasında basamak bulunmuyor

- Çocuk arabası ile gelecekler rezervasyon aşamasında bildirirlerse daha iyi olur, kenar masa ayarlanabilir