Bu hafta Trabzon’dayız. Trabzon denince akla hemen balık ve Akçaabat köfte gelir , biliyorum ama sabırlı olun,onlara da sıra gelecek. Önce kahvaltıdan başlamak istedim.
Efendim Tranzon’un yeni yapılan sahil yolundan değil de , şimdi iç tarafta kalan önceki sahil yolundan devam ederken bordo mavi renkli horon tepen 2 figür gördüğünüz kavşaktan yukarı doğru bakarsanız tarihi Ayasofya müzesinin heybetli görüntüsü karşınıza gelir. Müzeyi de gez Oburcan diyebilirsiniz ama saat sabah 9 ve çok açım,önce karnımızı doyuralım. Kavşaktan yukarı döndünüz , kıvrılarak yukarı çıkan yolda 100 metre ileride sağda müzenin tabelalarını görürsünüz , işte geldiniz.
Burayı görünce insanın burası Türkiye’mi , ben neredeyim diyesi geliyor çünkü Ayasofya müzesi inanılmaz bir yer. 11 yüzyılda yapılmış eski bir Bizans kilisesiymiş ve içi de görülmeye değer.
Müzenin arka kapısından girdik , arka taraf çay bahçesi haline getirilmiş. Yaz ayları için ideal ancak 1 sorun var,kapalı alanı yok,kışın kapalı.
Manzarası da çok etkileyici , arka taraftan göz alabildiğine denizi görüyorsunuz. Benim gibi denize hasret bir Ankara’lı için bunun ne anlama geldiğini ifade edemem.
Masamıza oturduk,kahvaltımızı söyledik. Etrafta turistlerin ağırlığı farkedilmeyecek gibi değil. Bizim millet ya daha uyanamamış ya da burayı keşfedememiş,yazık!!!
Kahvaltımız geldi,yöresel ekmek buranın olmazsa olmazı,Vakfıkebir ekmeği.Yanında yöresel beyaz ve kaşar peynir,bal(müthiş lezzetli,bunu sakın ıskalamayın),reçel,zeytin vs. Yanında Rize çayı. Karadeniz’de çay servisinde süzgeç kullanmazlar,bardağınızın üstünde çay taneleri yüzer,dibinde de gemi batığı gibi çay tanesi vardır. Buralardan olmayanlar bundan pek hoşlanmaz,siz de hoşlanmazsanız baştan süzgeç kullanmalarını söylemeniz gerek.
Peynir,zeytinden sonra bu yörenin geleneksel yemeği,meşhur kuymak geldi. Burada biraz durup bunu anlatmak istiyorum çünkü bu lezzet adından bahsedilip geçilecek gibi değil.
Karadeniz mutfağı dendiğinde akla ilk gelen lezzetler kuymak ve kaygana’dır. Kaygana’yı yarın anlatacağım. Kuymak kısaca tereyağı,mısır unu,az su ve Trabzon’un kendine has peyniri olan eritme peynirin bir karışımıdır. Günün her saatinde yenebilir ama bence en yakışanı kahvaltıdır.
Bakır kapta servis edilir ve çatal kullanmadan,ekmeği bandıra bandıra yenir. Eritme peynirden dolayı uzayıp durur,biraz zor kopar ama birkaç denemeden sonra alışırsınız. Buraya gelip bu lezzeti tatmadan sakın ola ki dönmeyin,sakın!!!
Bakır kapta servis edilir ve çatal kullanmadan,ekmeği bandıra bandıra yenir. Eritme peynirden dolayı uzayıp durur,biraz zor kopar ama birkaç denemeden sonra alışırsınız. Buraya gelip bu lezzeti tatmadan sakın ola ki dönmeyin,sakın!!!
Sonuçta,2 kişilik kahvaltı,kuymak,2 büyük,2 küçük çayla birlikte fazlasıyla doyduk. Hesabımız 15,5 TL. Nasıl yani demeyin,buralar böyle. Yanında aldığınız temiz hava,manzara,keyif ve huzur bedava!!
Dedim ya kötü tarafı burası yazlık bir mekan,kapalı alanı yok. O zaman ne yapmalı,havalar iyiyken tadını çıkarmalı.
Dedim ya kötü tarafı burası yazlık bir mekan,kapalı alanı yok. O zaman ne yapmalı,havalar iyiyken tadını çıkarmalı.
Müze Çay Bahçesi
Ayasofya Mah.
Ayasofya Müzesi Yanı
Trabzon
Telefon : 462 – 230 40 82
Harikaymış.
Resimler mükemmeldi………..