Ekim 2010 içindeki 22 yayından en yeni 7 tanesi gösteriliyor. Daha eski yayınları göster
Ekim 2010 içindeki 22 yayından en yeni 7 tanesi gösteriliyor. Daha eski yayınları göster

31 Ekim 2010 Pazar

BARCELONA

İspanya'da ilk durağımız Barcelona dostlar. Bu güzel şehirdeki kısıtlı zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Daha önceden gittiğim yerlere gitmeyeceğim için kusura bakmayınız , yine de elimden geldiği kadarıyla bu güzel şehri anlatmaya çalışacağım.
Barcelona İspanya'nın doğu sahilinde yer alır ve özerk Katalonya bölgesinin başkentidir. Katalanca ve İspanyolca konuşulur. Nüfusu 2 milyon civarında olmakla birlikte yılın her mevsimi turist akınına uğrar. Her yıl , sıkı durun , 10 milyon civarında turist ağırlar. Kültür , sanat ve güzelliklerle dolu bu şehri gezmeye başlama yeri merkezde bulunan meydan Plaça de Catalunya'dır. İşte Plaça Catalunya'nın panoramik görünümü. Daha büyük görünüm için üstüne tıklayınız.
Ardından La Rambla caddesinde yürüyüş yapılır ve sahile kadar gidilir.
Günün her saatinde La Rambla üzerinde ilginç kostümler ve değişik gösteriler izlenebilir.
Her ne kadar Ronaldinho artık Barcelona'da oynamasa da (yine de üstündeki forma güncel , AC Milan forması) popülaritesi devam ediyor. Bu arkadaş merdivenin tepesinde bile aslını kıskandıracak kadar başarılı hareketler yapınca fotoğraflamak ve yazmak şart oldu. Bir uyarı : bu gösterileri uzaktan izleyin , kalabalığa fazla karışmayın , cüzdanlara ve çantalara dikkat edin!!!!!
Plaça Catalunya'da Hummer Limo'da görmedik değil hani!!!
Barcelona'nın her caddesi , her sokağı inanılmaz güzellikte binalar barındırır. İşte bazıları ;





Barcelona aynı zamanda ünlü mimar Antoni Gaudi'nin şehri olarak bilinir. Şehrin her yerine yayılmış sayısız eserleri bulunur. Passeig de Gracia'da bulunan Casa Battlo kaçırılmaması gereken yerleden!

Casa Battlo'nun çaprazında Gaudi müzesi vardır. Bu binada Gaudi'nin deniz dalgalarından esinlendiği söylenir.


Plaça d'Espanya , Barcelona'nın en güzel meydanlarından bir tanesi hatta bence en güzelidir. Arkada tüm ihtişamıyla Palau Nacional görülür ve yan taraftan en güzel Barcelona manzarasının görüleceği Montjuic tepesine çıkılır.

La Rambla'dan sahile doğru yürüdüğünüz zaman Christoph Columbus'un Amerika kıtasını işaret eden heykeline ulaşırsınız.





Aşağıda Barcelona'da gezilmesi gereken yerleri yazacağım ama El Born'dan bahsetmemek olmaz. El Born şehrin gotik merkezinde bir semt. Dar sokaklar , ilginç mağazalar , genç tasarımcıların butikleri keşfedilmeyi bekliyor. Picasso müzesi de burada ancak zamanınızın çok olması şart. Kapıda kuyruk her daim uzun oluyor.

El Born'da bir eczane. Kuruluş tarihine dikkat : 1598 !!!!!

Barcelona'yı kısa zamanda en verimli şekilde gezebilmek için Plaça Catalunya'dan kalkan Barcelona Bus Turistic otobüslerini kullanabilirsiniz. 3 farklı renkte olan bu otobüsler 3 farklı rotayı takip eder. Ancak tek biletle gün boyu , hatta 2 günlük bilet alabilirsiniz , istediğiniz rotada gider , hat değiştirir , istediğiniz durakta iner , gezer , aynı duraktan gelecek otobüse binerek gezmeye devam edebilirsiniz. Günlük bilet fiyatı 22 Euro , 2 günlük fiyat 29 Euro. Kulaklıkla 10 dilde bilgi veriliyor(maalesef Türkçe yok).

Alışverişseverler için adres merkezde Plaça Catalunya'ya açılan Passeig de Gracia. Yine de özel ve gizli bir adresim mevcut. İsteyenlere mail atarım!!! :)

F.C. Barcelona maçına gitmek isteyenler La Rambla'da bulunan resmi büfeden bilet alabilirler. Biletler 55-135 Euro arasında.

Ve Barcelona için yapılacaklar listemiz ;

Görmeden Dönmeyin

La Sagrada Familia - Bir başka Gaudi şaheseri. Bitmeyen kilise.
Picasso Müzesi
Parc Güell
La Barceloneta
Camp Nou - F.C. Barcelona'nın stadı. Müzesini mutlaka gezin
Plaça d'Espanya
Port Vell
Aquarium
Museu National d' Art Catalunya (MNAC)
Figueres&Girona Turu - Salvador Dali müzesi
La Boqueria - bir sonraki yazımızın konusu :)

Yemeden Dönmeyin

Tapas
Deniz ürünleri

22 Ekim 2010 Cuma

S.

Dostlar ,
minik yeğenimi görmek için yola çıkıyorum,yolum uzun. 1 hafta yokum. Kalın sağlıcakla

http://fizy.com/#s/1m1fvj

20 Ekim 2010 Çarşamba

DEVREZ DÜRÜM EVİ - ANKARA

Devrez Ankara'da Küçükesat'ta ve 24 saat açık bir mekan. Adını ilk defa Deniz'in (http://yemeklazim.blogspot.com/2009/12/mercimek-corbas-devrez.html) yazısında gördüm. Mercimek çorbası ile meşhur olan bir yer ilginç olsa gerek diye düşünür dururdum. Bir gece vakti  Devrez'deyiz.
Masaya önce yeşlillik örtüsü geldi. Ardından yeşillik , soğan , domates. Açıkçası roka ve marul yaprakları çok iyi değil. Hele ki yazın Çeşme'de yediğim yeşilliklerden sonra bunları görmek acı oluyor. Öte yandan işletmeyi de anlıyorum. Her daim standart bir servis yapmak istiyorlar ama kötü malzeme de masada iyi durmuyor. Zor bir ikilem.
Ve meşhur Devrez mercimek çorbası masamda.  Yanında tahta kaşıkla bakır kapta servis etme fikri orijinal. Her kim düşündüyse bravo. Kokusu davetkar. Tereyağı kokusu harika. Çorba pişme aşamasında blender'dan geçirilmiş , belli. Kıvamlı ama pürüzsüz bir yapısı var. Kişiden kişiye değişir lakin çorbada benim tercihim hafif taneli olması. Keşke bu kadar ince olmasaydı. Diğer konu unla yapılan terbiye. Çorbada un fikrine bir türlü ısınamadım. Kıvam eyvallah ama illa ki tadını hissettiriyor.Bu çorbada da hafiften bir un tadı alıyorum. Oysa mis gibi mercimekten yapılıyor. İnternet araştırmalarımda Ekşisözlük'e 2008 Şubat ayında bırakılan bir yorumda çorbanın fiyatı 4 TL olduğunu gördüm. Şu anda 7 TL. Miktarı fazla  ama 7 TL sadece bu çorba için değil , herhangi bir çorba için yüksek fiyat!!
Devrez'in isminde yer alan Dürüm Evi'ni test etmek için yarım çöp şiş , yarım ciğer şiş ve yarım Adana istiyoruz. Çöp şiş harika. Et yumuşacık ve lezzetli. İyi de pişmiş. Söylenecek söz yok. Ciğerden et kadar keyif almadım ama kötü değil. Benim aklım ette kalmış.
Adana kebap vasatın üzerinde ama burada çöp şiş yenir , belli oldu.
Devrez'in 24 saat açık olması büyük avantaj. İlerleyen saatlerde gitgide doldu , hatta ayrılırken yer yoktu diyebilirim. Belli bir müşteri kitlesi edinmiş. Çöp şiş , ciğer şiş fiyatları 10-12 TL gibi ortalama seviyede.

Devrez Dürüm Evi
Esat Caddesi No:143
Küçükesat  Ankara
Telefon : 312 - 436 49 10

KÜNAR PİDE - ANKARA

Künar pide konusunda değişik kanallardan gelen olumlu referanslara kayıtsız kalamadık ve bir öğle vakti küçük ve seçkin bir grupla Künar'a gittik. Yolunu tarif etmek lazım , biz biraz zor bulduk. Konya Yolu üstündeki demir köprüden 100. Yıl tarafına geçerek trafik ışıklarına kadar devam ediniz. Işıklardan sola dönerek yaklaşık 300 metre düz giderseniz , solunuzda Künar Pide , sağınızda Lale Makromarket'i göreceksiniz. Hoşgeldiniz.
İsminde pideyi görünce sadece pide olacağını düşünmüştük ancak menü daha geniş. Kiremitte et ve kebap çeşitleri de mevcut.
Künar'da Ege pidesi yapılıyor. Pidenin unu ve suyu Ege'den geliyor. Çeşit bol. Kıymalı , peynirli , biftekli , kuşbaşılı , ıspanaklı ve bunların kombinasyonları. 
Biz kıymalı , beyaz  peynirli-yumurtalı , özel Künar pide ve çöp şiş istedik. 
Önce ikramlar geldi. Yakın zamanda yazdığım yazılarda ikram diye önümüze getirilen tabakların özgün olması , olmasa bile kaliteli malzemelerden yapılmış olması gerektiğini yazmıştım. Buyrun işte özgünlük. Patlıcan salata değişik bir seçim. İçinde sirke var ve fark yaratmış.
Ve Künar'ın bombası. Domates turşusu. İşte demek istediğim şey buydu. Nadir bulunan bir lezzetle karşı karşıyayız. Tadı da bir o kadar kuvvetli. İşte bu!!! Tebrik ediyorum.
Ege pidesi nasıl olur , açıkçası fikir sahibi değilim. Ancak Künar'ın kıymalı pidesi ince ve çıtır hamuru , bol ve lezzetli iç malzemesi ile beğenimizi kazandı. Yaz aşkım Ilıca Dost Pide'nin kıymalı pidesine çok benziyor. Bu vesile ile Çeşme , Ilıca ve Alaçatı'ya selamlar!!
Beyaz peynirli ve yumurtalı pidenin iç karışımı harika. Peynirle karıştırılmış ve az çırpılmış yumurta pişince hafif kabarmış. Güzel hamurla odun ateşince birleşince ortaya bu enfes pide çıkmış. Şahsen benim en beğendiğim bu oldu.
Özel Künar pide ince kesilmiş biftek ve kaşar peynirinden oluşuyor. Daha lezzetli olmasını beklerdim açıkçası ancak pide beklentimi karşılamadı.
 Son durak çöp şiş. Sac üstünde pişerek gelen et yumuşak ama tadı vasat. Pek ilgimi çekmedi.
Künar Pide'yi  Ankara'da gidilebilecek pideciler listemize yazdık. Kıymalı ve peynirli-yumurtalı pideleri başarılı , kalanlar denemeye değer. Fiyatlar makul , pideler 7-12 TL , kebaplar 10-12 TL. Hesap 45 TL. Tahinli pideyi unutmadım , bilakis sona sakladım. Tahin alerjisi olan bana yapılacak şey değil bu. Uzaktan gördüğüm kadarıyla tahin miktarı fazlasıyla tatmin edici. Tadının da çok iyi olduğuna eminim. Deneyenlerin yorumlarını beklerim. Künar'da kredi kartları , Sodexo , Multinet vb. her ödeme şekli geçerli.

Künar Pide
Karakusunlar Caddesi
34. Cadde No:43/A
100. Yıl  Ankara
Telefon : 312 - 287 00 71

18 Ekim 2010 Pazartesi

CAFE LİNS - ANKARA

Cafe Lins Ankara'da Viyana Café konseptine sahip tek yer. Eski zamanlarda Cinnah caddesinde , Ahenk sokak olarak hatırlıyorum ancak emin değilim , Berliner Kaffeehaus vardı , pek severdik.
Café Lins Bestekar sokakta , şirin bir yer. İlk gidişim geçen hafta Semih'le oldu , yemek sonrası kahve içtik ve oldukça beğendik. İnternet yorumlarında ( özellikle http://www.journeytoblue.com/ ) hakkında  övgü dolu sözler okudum. Cuma akşamı Café Lins'teyiz.
Bu aralar havalar fena değil , dışarıda oturanlar için dış mekan sobaları var. Yine de biz içerisini tercih ettik. İç taraf biraz havasız ancak açtırdığımız pencere ile biraz daha iyi bir hal aldı. Çok büyük bir mekan değil , basamaklı yapısı ve şirin dekorasyonu ile bizde ev hissiyatı uyandırdı.
Menü oldukça geniş , karar vermeden önce iyice okumanız gerekiyor. Sandviçler , krepler , kişler , salatalar , makarnalar ; ana yemek olarak piliç , schnitzel ve bonfile çeşitleri , son olarak tabi ki parmesanlı levrek.
Az ama öz yemek niyetindeyiz. Kırmızı şarap eşiliğinde 1'er ana yemek ve tatlı.
Her zamanki gibi zeytinyağı ve ekmekle başlıyoruz. Zeytinyağı konusunda son zamanlarda yazdığım yazıları düşününce genelde "kaliteli zeytinyağı" ifadesini sıklıkla yazdığımı hatırlıyorum. Bu işletmelerimizde malzeme kalitesini göstermesi bakımından önemli. Onlar kaliteli yemekler versinler de benim yazılarım rutin olsun , başım üstüne!!
Ancak burada bir duralım dostlar. Ekmekler Lins'in kendi yapımı ve uzun zamandır yediğim en lezzetli ekmek bunlar. Özellikle dilim ekmek hafif tatlı lezzetiyle inanılmaz keyif verdi. Sipariş vermemiş olsam yemeği azaltıp ekmeğe yüklenebilirim , inanın bunu yazarken abartmıyorum!!!
Benim tabağım Jager Schnitzel. Schnitzel bir Avusturya yemeği. Et veya tavuk olabiliyor. Ekmek kırıntısına bulanan et kızartılıyor , yanında patates salatası , üstünde tereyağı ve limonla  servis ediliyor. Orijinalini anavatanında yemediğim için sadece yediğim yemeği değerlendirebilirim. Schnitzel'in aslı için Semih'e başvurunuz :


Schnitzel'in eti lezzetli , kızartması başarılı sayılır. Üstündeki sos krema , mantar ve beyaz şaraplı. Beğendim ancak bayılmadım. Yine de kendine özgü bir tadı var ve kendisini hissettiriyor , bu iyi. Yanında elma dilimli patates iyi kızartılmış.
Eşim parmesanlı levrek istedi. Peynir , özellikle parmesan tutkunları olarak bizi mutlu etti. Levrek iyi kızartılmıştı. Etrafındaki parmesanlı tabaka çıtır çıtır ve lezzetliydi. Yanındaki salata da balıkla çok uyumluydu.
Birer kadeh kırmızı şarapla yediğimiz yemeğin ardından tatlı olarak çikolatalı sufle istedik. Görüntüsü gayet iyi , yanında çikolata sosu ve kreması tamam. Lezzetinde de sorun yok ancak fırında biraz fazla kalmış , iç tarafı kek  olmuş. Sadece tabağın merkezinde olması gereken çikolatalı sufle yapısına ulaşabildik , gerisi çikolatalı kekti.
Güzel bir çigan müziği eşliğinde yemeğimizi yedik. Haftada 2 gün canlı müzik varmış.
Sonuçta Café Lins değişik lezzetleriyle Ankara halkı için iyi bir alternatif , özgün bir mekan. Apfelstrudel  ve elmalı İspanyol keki gibi her yerde yiyemeyeceğiniz tatlıların yanında yine oldukça geniş kahve menüsü de mevcut. Fiyatlar orta üstü. Ana yemekler 25-30 TL. Hesabımız 94 TL.
Son nokta olarak şunu belirtmek istiyorum. Yemekten sonra ince belli cam bardakta 2'şer çay içtik. Hesabı istedik , 108 TL. 4 çay 14 TL. Garsonumuza yaptığım itiraz çayların silinmesi amacıyla değildi aslında. Ona aynen şunu söyledim : " bu yemekten sonra 4 çaya 14 TL yazmak işletmecilik açısından faciadır". Kendisi hemen çayları hesaptan düştü sağolsun ancak dediğim gibi amacım bu değildi. Orada 2 saat oturup 4 çay 1 tatlı yesek itiraz etmeyeceğim. Ama zaten yemek ve tatlı yemiş , şarap içmişim. Yine daha önce verdiğim örneği vereceğim : herhangi bir Aspava'ya gidip 10 TL hesap ödesem yemekten sonra 5 çay ve üstüne sigara ikram ederler , sorgusuz sualsiz. Burası Türkiye , ikram bizim kültürümüzde vardır , lütfen.

Café Lins
Bestekar Sokak No:84/A
Kavaklıdere  Ankara
Telefon : 312 - 428 23 49-50
http://www.cafelins.com/

KARADENİZ DÖNER PİDE SALONU - ANKARA

Geçen hafta görüştüğüm ve yeme potansiyelinden sual olunmaz kuzen Alper'in önerisi üzerine Sincan'dayım. Sincan'ın merkezinde bir ara sokakta yer alan Karadeniz Döner Pide Salonu.
Kalabalığa kalmamak için saat 12'de kapıdan içeri girmeme rağmen içerisi oldukça kalabalık , gelen giden bu saatten başlamış. Burası tipik bir esnaf lokantası. Girişte döner , hemen yanında tencere yemekleri tezgahı var. Tüm yemekler güzel görünüyor. Pide fırını ise arka tarafta. Döner'in kokusu çok davetkar.
Önce az kuru fasulye ve az pilav söylüyorum. Kuru fasulye Hüsrev tarzı suyu az olandan değil , anne usulü bol sulu cinsten. Biraz tuzlu olmasına rağmen tadı mükemmel. Bol suyunun  insanda ekmeği bandıra bandıra yeme hissi uyandırıyor olması tehlikeli ama varsın olsun dedirtecek kadar da lezzetli.
Pilav tereyağlı ve hani neredeyse kuru fasulyeden daha çok beğendim diyeceğim. O kadar yani. Kuru-pilav ekürisini yerken genelde önce kuru fasulyenin yarısını yer , kalanını pilav ile karıştırarak tüketme alışkanlığım vardır ama bu pilavı kuru ile karıştırmak bile istemedim , o derece!!
Ve gelelim dönere. Döner odun ateşi değil , elektrikli tezgahta pişiyor. Yine de bu kadar lezzetli olması inanılmaz. Yağı çok fazla değil , lezzeti destansı. Altındaki pide zaten harika , dönerin yağını çekince daha da nefis olmuş. Döneri de biraz tuzlu bulduğumu söyleyebilirim.
Karadeniz lokantası şehir merkezine biraz uzak kalmasının etkisinden olsa gerek , bugüne kadar keşfedilmemiş bir yer. Sincan halkı gereken ilgi alakayı gösteriyor ama bu lezzet çok daha fazla ahali toplayabilir.
Mekanın küçük , müşteri sayısının fazla olmasından dolayı masanızı sürekli birileri ile paylaşmak durumunda kalıyorsunuz ama herkes öylesine alışkın ki yadırganacak bir durum yok. Afiyet olsun diyen yanınıza oturuyor.
Kurufasulye ve döner dışında tas kebap , orman kebabı , patlıcan oturtma gibi yemekler  mevcut , onları da gelecek sefer deneyeceğiz artık. İlk gün yeterince güzel geçti , burada noktalamak gerek.
Sincan'ın uzaklığı bahane olmasın , Karadeniz lokantasına uğrayan pişman olmaz dostlar. O mesafeyi gitmeye değer.
Bu vesile ile kuzen Alper'e ile teşekkür eder , yeni katkılarını beklerim :)

Karadeniz Döner Pide Salonu
Öncü Sokak No:7E
Sincan  Ankara
Telefon : 312 - 270 36 12
              312 - 268 67 57

17 Ekim 2010 Pazar

MANGAL KEBAP - ANKARA

Balgat ve Bestekar Sokak'ta bulunan Mangal kebaplar kalabalık müşteri gruplarıyla dikkatimi çeken yerlerden. Akşam yemeği için tercihimiz Balgat. Önünde park yerleri var, sıkıntı olmadı. İçerisi oldukça geniş. Dekorasyon yeni olduğunu belli ediyor ancak yeni moda olan kebapçılardaki ağır hava burada da var.
Masaya oturur oturmaz bir tabak içinde topluca gezdirilen içli köfteler geliyor , birer tane alıyoruz. İçli köfte çok güzel. İçinin kıyması kokusuz, baharatı yerinde. Lezzeti  eksiksiz.
Ardından ikramlar gelmeye başladı. İlk tabak her yerde gelenlerden farklı. Tereyağlı kaşar peyniri. Fırında eritilmiş ve enfes bir hal almış. İşte başlangıçlar böyle olmalı, rutinin dışına çıkmalı. 1 tabak daha istenebilir!!
Rutine dönelim. Domates ezme. Kaşar peynirinin etkisiyle biraz yavan gelmiş olabilir ama yine de hakkını yememek lazım. Tadı yeterli.
 Salata malzemesi zengin , tadı iyi.
Yoğurtlu semizotu vasat. Olmasa da olur , hatta daha iyi olur.
Eşimin tercihi yaprak kebabı. Terbiyelenmiş dana eti , yumuşacık. Altında yoğurtlu patlıcan. Lezzeti güzel. Yanında üçgen kesilmiş pideler ve garnitür olarak zayıf olsa da etin lezzeti açığı kapatacak kadar iyi.
Ben Ali Nazik istedim. 2 kebabın da alt karışımları aynı. Ali Nazik'in eti parça et. Üstünde sos ve tereyağı. Tüm malzemeler lezzetli , hepsi bir arada daha lezzetli. Et miktarı fazla değil ancak tabaktaki toplam yiyecek miktarı doyurucu. Yine de görsel anlamda zayıf.
Yemek sonrası masamıza gelen semaverden demleme çayımızı yudumluyoruz. Güzel düşünülmüş. Biz Türk milleti iyi demlenmiş tavşan kanı çay severiz. Bu da öyle işte.
Mangal Kebap'ta kebap ve pide çeşitleri çok. Fiyatlar da ortalama seviyede. Bu yemek için 40 TL ödedik.

Mangal Kebap
Ziyabey Caddesi No:20/E
Balgat  Ankara
Telefon : 312 - 285 47 42
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

ShareThis