Bir ayağımız İzmir’de olduğundan, balık lokantaları konusunda çıtamız oldukça yüksek. Bu yüzden Ankara’daki denemelerim de hep hüsranla bitti.
Sütte Balık diye sütte kaynatılmış balık getirenler, ‘Otlu Balık’ diye üzerine maydanozu kıyıp bunun doğru olduğunu iddia edenler oldu.
Fakat Oburcan’ın önceki yazılarında bahsettiği ‘Assos Meze & Balık’ dikkatimi çekti ve biraz da çekinerek gittim.
Bir kere mekan, bırakın Ankara ortalamasını, Ankara’nın en lüks ve pahalı mekanlarının bile üzerinde. Çok beğendim.
Zevkler kişiye göre değişkenlik gösterir ama, benim bir mekandan beklentim ferah olması. Basık tavanlı, karanlık bir mekanda yemek yemek tam bir eziyet. Assos bu konuda diğerlerinden fersah fersah önde. Rahat fotoğraf çekmek için yemek saatinden biraz önce gittiğimizden boş görünen masaları, yemek saatiyle beraber tamamen dolmasına rağmen yine de ferahlığından hiç bir şey kaybetmedi.
Ayrıca dikkatimi çeken ve hikayesini dinlediğimde gerçekten hayran kaldığım bir detay var dekorasyonda.
Bir cephe duvarın tamamını kaplayan ve incelediğinizde sizi İda dağının eteklerinden Assos’a, oradan denizin derinliklerine taşıyan, en son rakıyla başbaşa masanıza kadar götüren bir desen.
Assos Meze & Balık için özel olarak ve elle tamamen bir benzeri olmayacak şekilde çizilmiş. Detaylar gerçekten çok esprili, hoş ve romantik. Mutlaka görülmeli!!
Böyle balık dolaplarını seviyorum. Peyzajı güzel yapılmış, ürünler özenle yerleştirilmiş ve mutlak bir tazelik söz konusu. Assos Meze & Balık sanırım yüzümü güldürecek.
Bu yazıyı konu alan ziyaret palamut zamanı yapıldığından hiç tereddütsüz bu güzelim palamutları gözüme kestirdim. Fakat ahtapotunda baştan çıkarıcılığını teslim etmem gerekiyor.
Balık dolabından sonra meze dolabının önünde buldum kendimi. Bana eşlik eden ve son derece kibar ve bilgili bir garson, menülerinde 80’den fazla meze çeşidi bulunduğunu ve bunların tamamen aslına uygun tariflerle yapıldığını belirtti. Göz doldurucu.
Meze dolabı da en az balık dolabı kadar taze ve renkli…
Ankara’da görmeye alışık olmadığım ‘Cevizli Tahinli Patlıcan’, ‘Ege Usulü Enginar’ ve ‘Tam Tekmil Fava’ gibi mezeler var. Siparişlerimizi verdik ve masamıza geçtik. Bu arada şunu belirteyim. Mekan o kadar ferah ve masalar o kadar akıllıca yerleştirilmiş ki; kendinizi neredeyse bir deniz kenarında ve açık havada yemek yiyor gibi hissediyorsunuz.
Mezelerimiz yavaş yavaş masaya gelmeye başladı. ‘Cevizli Tahinli Patlıcan’ ile başlıyoruz. Yoğurtlu mezelerden genel olarak kaçınırım. Hayır balık ve yoğurt beraber yenmez hurafesinden değil. Seri üretim yoğurtların maalesef artık tatlarını beğenmiyorum. Bu mezede kullanılan yoğurt ise çok lezzetli. Tahin gibi iddialı bir yoldaş bulunca yanına, kıymeti bir kaç misli artmış. İçindeki patlıcan miktarı biraz daha artarsa olağanüstü olacak. Beğendim!
Fava benim için çok hassas bir konu. Mutlaka çok iyi bir zeytinyağı ile yapılmalı ve dokusu kadife gibi olmalı ancak gevşek ve cıvık olmamalı. Bu fava, tam da yukarıdaki tanıma uyuyor. Servis tepsisinden, kendisine ait olan tabağa alındığında bir kalıp gibi bizi selamlıyor. Baklanın ve dereotunun rakipsiz beraberliği, tuzu, şekeri hepsi yerli yerinde! Bayıldım!!!
Enginar tam da sevdiğim, alıştığım gibi. Bol taze soğan ve dereotu ile buluşmuş. Uçuyor. Ama merak etmeyin, sevenleri için bezelye – havuç – patates kombinasyonlusu da mevcut. Meraklılarına bir müjde daha; ‘Assos Meze & Balık’ta enginar 12 ay boyunca var!
Üzgünüm ama ben rakıyla beraber, beyaz peynir ve kavunculardan değilim. Kavunun yeri ayrı ama düz beyaz peynir bana biraz sıkıcı geliyor. O yüzden ‘Girit Ezmesi’ni kaçırmadım. Fıstık, kekik ve sarımsakla beraber zeytinyağı ama mutlaka iyi bir peynirle beraber çok afacan, çok eğlenceli bir mezeye dönüşüyor. ‘Assos Meze & Balık’ın ‘Girit Ezmesi’ tattığım en iyi örneklerden biriydi.
Yavaş yavaş deniz mahsullerine doğru geçerken zeytinyağının hikayesini de öğrendim. Burhaniye’nin en meşhur üreticilerinden biri tarafından ‘Assos Meze & Balık’ için özel olarak yapılıyormuş. Tam bir yaşam kaynağı.
Çiroz ve Lakerda idama bile götürseler vazgeçmeyeceğim iki meze. Çiroz’un isli tadı ile Lakerda’nın çok hafif tuzlu pembeliği başımı döndürdü. İkisi de ‘Assos Meze & Balık’ta kendileri tarafından üretiliyormuş. Rakıya çok yakıştı.
Çok özel bir karidesle devam ettik. Zeytinyağında, hafif sarımsakla beraber yapılmış nefis bir karides bu. O güvecinde cızlarken, bizim yüreğimiz sızladı ve ne biz, ne de o çok fazla dayanamadı…
Ahtapot konusunda ise ekibimiz farklı yönlere gitti. Bir kısım şişte ‘Ahtapot Izgara’ isterken, diğerleri bütün ahtapot bacaklarını sote olarak istedi. Her ikisinide tattığım için söylemek zorundayım. Misak-ı Milli sınırlarında bundan daha iyi ahtapot yok! Bu iş böyle yapılır. Ayakta alkışlıyorum. Şimdi ben susayım ve fotoğraflar konuşsun!
Gelelim gecenin en büyük yıldızlarından birine! Fevzi Bey’in ısrarıyla söylediğimiz, karşımızda görünce gözlerimizi yuvalarından fırlatan bir süperstar. Onlar bu muhteşem tabağa ‘Deniz Ürünleri Kokteyli’ diyorlar ama bence adı ‘Tanrısal Kombo’ olmalı. Olağanüstü!
Kapari çiçekleri, ısırgan otu, kalamar, ahtapot, karides, sardalya… Herkes burada. Fotoğrafı çektikten sonra başımı kaldırıp baktığımda, masadakilerin bir kısmı ellerini açmış sükrediyorlardı!
Girişte, balık dolabında gördüğüm palamutların aşkına, bu kadar yemeğin üzerine bir de balık söyledim. Palamut’un en yağlı dönemi olduğundan, ve artık ‘Assos Meze & Balık’ın mutfağına güveniyor olmamdan dolayı, ızgara tercih ettim ama yine de kurutulmamasını tembih ettim.
Evet, karşınızda Izgara Palamut! Ve evet, doğru pişirildiğinde ızgaranın kokusu palamuta çok yakışıyor!
Ben palamutlarımın keyfine koyulmuşken, bir yan masamıza ‘Tuzda Balık’ geldi. O anda çok çaktırmasam da görüntü aklımı başımdan aldı. Bir daha ki sefere mutlaka o balık tuzda yenecek!
Bu yemek tam da olması gerektiği gibi yerini buldu derken tatlımız çıkageldi. Krema gibi, ilik gibi bir kabak tatlısı. Hafif karamelli, ama tam da balığın sevgilisi…
Ama tatlının sevgilisi kahve de kendisine yoklama aldırttı. Sunum güzel, taze ve mis gibi kokan bir kahve.
Mekan sahibi Fevzi Bey, müşterilerinin neredeyse tamamını tek tek ismen tanıyor ve yakından ilgileniyor. Konusunda oldukça bilgili ve işini severek yaptığı her an hissediliyor. Sonuç, en yakın denizden350 km. uzakta olan Ankara’da bile iyot kokulu, deniz kokulu ve bol yakamozlu bir akşam yemeği oluyor.
Fiyatlar ortalama yiyip içtiğinizde kişi başı 50 – 75 lira arası oynuyor. Öğlen servisinden itibaren hizmet veriyor. Haftasonları rezervasyon şart.
Bu keyfi kaçırmayın.
Assos Meze & Balık
Mesa Koru Çarşısı No: 3
Çayyolu Ankara
Telefon : 312 – 241 8200
Aramalardan gelen sonuçlar:
- kaz nasıl pişirilir
- şimdiye göre ipek yolunun geçtiği yerler
- 7 24 yemek sipariş ankara
- ostimde 24 saat acik lokanta
- bursanin meşhur böreği ankarali usta
Ortalama yiyip içmek size göre nedir?
Siz hesap ödediniz mi ?
Özgür Bey,
İlginize teşekkürler.
Bizler elbette gittiğimiz yerlerde hesap ödüyoruz. Hatta çoğunlukla, bu sitede bir yazı yazacağımızdan dahi bahsetmiyoruz.
Saygılar.
Ben teşekkür ederim.ilk soruma yanıt alamadım.
KutluBey akşam akşam tüm ayarlarımızı bozdunuz ))))) afiyet olsun. Bu arada kalamar şiş de yemeliydiniz, onuda harika yapıyorlar.
Kamil bey
Yorumunuz icin tesekkurler. Aslinda kalamar ve ahtapot sisinde tadina baktim ama burada abartılı görünecek diye yaziya ekllemekten vazgectim…
Gercekten olağanüstü ydü