ÇAĞDAŞ BÜFE – İZMİR – KUTLU SİNGİL

İngilizce’de ‘landmark’ denilen, bizimse buluşma noktaları olarak nitelendirdiğimiz kent mobilyaları vardır.  Ayasofya İstanbul’un sayısız kent mobilyalarından biriyken, Anıtkabir Ankara’nın sembol noktasıdır.  İzmir denince ise akla Konak meydanında, dikildiği günden beri durmadan çalışmakta olan Saat Kulesi gelir.

Çağdaş Büfe için kent mobilyası demek biraz iddialı olsa da bu işletme kesinlikle bir semt mobilyası…  Bulunduğu semt olan Bostanlı’da burayı bilmemek aforoz edilme ile benzeşen bir tepki ile karşılaşmanıza neden olabilir.

Daha önceki ziyaretlerimde burasının lokal bilinirliği, ulusal bilinirliği ve sunduğu lezzetleri yanyana koyduğumda açıkçası ortaya çıkan sonuca şaşırmıştım.  Basit ama insana dudaklarını kemirten lezzetleri mutlaka yurt sathına yayılmalı.  Umarım bu yazıyla faydamız dokunacak.

 

Bostanlı Migros’un bitişik köşesinde bulunuyor Çağdaş, 1991yılında  Mustafa Dereli tarafından oğlunun adını verdiği bu dükkanda.  Mustafa bey, her dem işinin başında, siparişleri bizzat hazırlıyor.  Özellikle altını çizdiği bir kaç nokta var;

Tatil günleri tatil yapıyor. Asla paket servis yok ve olması da mümkün görünmüyor. Pazartesi – Cumartesi günleri arasında 08.00 ve 20.00 saatleri arasında açık.  Ancak pek çok ürünün sonu öğleden sonra geliyor.  Gidecekler için dikkate alınması gereken bir husus.

Menü kısa, fotoğrafta gördükleriniz ve meşrubat-taze sıkma meyve suları bulunuyor. Sandviç boyutlarını açlığınıza göre, Mustafa beyin sır ekmekleri arasından seçiyorsunuz.

İç mekan ufak sayılabilir, ama zaten bu güzeller güzeli İzmir gününde içerde oturmak anlamsız. Buyurun dışarıdaki taburelere.

Gelelim sandviçlere;

Bilenler için Çağdaş dilli demek ve ben burada ne kadar anlatsam, siz fotoğraflara ne kadar baksanız bu sandviçin lezzetinin hakkını asla veremeyiz.  Gelin yiyin ve dudaklarınızı parmaklarınızı kemirin.  Muazzam!!!

Yapım aşamasında fotoğraf çekmek istediğimi belirttiğimde, Mustafa bey olanca güleryüzüyle ve en zarif şekilde beni reddetti.  Ancak buyurun son haline… Bu manzara bir süre seyredilmeli.

Taze kaşardan oldum olası uzak dururum.  Bu sandviçin en altında bulunan peynir İzmir tulumu. Sacın üzerinde biraz kızartılıyor ve ardından dilimlenmiş bol miktarda dil üzerlerine uzanıyor. Çok az kimyonla tatlandırılan etin üstüne bir kaç dilim olgun domates ve mayonez konuluyor ve taze, çıtır çıtır roka ile taçlandırılıyor.

İzleme zevkiniz için yolun yarısı burada;

Ben tam dilli sandviçimi bitirmek üzereyken Mustafa beyin ellerinden karşıma tavuklu dikiliveriyor.

Burada dikkat!

Tavukların üzerindeki püre-mayonez karışımı öyle bildiklerinizden değil, çok çok çok farklı. Sırrını sormaya cesaret edemiyorum. Zaten derdim üzüm, bağını hiç merak etmiyorum.

 

Tavuklu, üzerindeki püreninde etkisiyle mest edecek kadar iyi, ama benim mutlak tercihim daima dilli olacaktır.  Ancak yolunuz düştüğünde ya da gitmek isterseniz saat konusu mühim.  15.00’ten sonra dilliye ulaşma şansınız pek yok.

Mustafa Bey’e özeninden, güler yüzünden, ve yarattığı bu lezzetlerden dolayı teşekkür ediyor ve ayrılıyorum.

Gece bu yazıyı yazarken dilim ve damağım, kendilerine değen bu dili arıyorlar… Gülümsüyorum…

Kutlu Singil

 

Çağdaş Büfe

1787/1 Sokak No:35/D

Karşıyaka  İzmir,

Telefon : 232 – 362 03 15