Yine Anadolu turundayız dostlar , bu aralar Ankara’da pek duramadım ve bir süre daha duramayacak gibiyim. Bu nedenle Ankara dışından mekanlara devam… Ama bu durumdan çok şikayetçi gibi değilim doğrusu. Anadolu’nun her neresine giderseniz gidin , karşınıza ayrı bir hazine çıkıyor. Gerçi buralarda (Rize) daha önce de yazdığım yerler var ama öyle bitecek gibi değil. Yeri gelmişken şunu da belirtmekte fayda var. Blog’uma yazdığım yerler gittiklerimin yarısından azı. Prensip olarak çok beğenmediğim yerleri yazmak istemiyorum çünkü bilgisayarın başına oturduğumda kelime bulamıyorum. Bundan dolayı çok seçici davranıyorum. Ve buradan şu sonuca da ulaşılabilir; eğer Oburcan blog’una bir restoran yazmışsa kesinlikle gitmeye değerdir.
Gelelim bugünün konusuna. Daha önce Rize’de bir balıkçı tanıtmıştım,ki Rize deyince balık olması son derece doğal. Ancak bu ziyaretimde gördüm ki Rize’de Bekiroğlu sulu yemekleriyle , Karadeniz usülü pideleriyle ve tatlılarıyla çok ünlü. Fırsat bu fırsat deyip içeri attım kendimi ama o da ne? Girişte sizi karşılayan odun ateşinde döner aklınızı başınızdan almaya yetiyor!!
Ama maalesef bugünkü niyetimiz döner değil. Bu sebeple dönerden özür dileyerek yerimize geçiyoruz , onu gelecek sefer için saklıyoruz.
Bekiroğlu Rize’nin tam merkezinde yer alıyor ve 3 katlı , çok ferah bir mekan. İnternette yer alan bazı yorumlarda hizmette sıkıntı yaşayanlar olduğunu okuduysam da böyledir diyemem çünkü öğle saatinde orada olmama rağmen servis gayet hızlı ve sorunsuzdu.
Girişte sizi karşılayan dönerin yanında tencerelerde o günün yemekleri yer almakta. Genelde etli yemekler. Köfte , dana rosto , tas kebabı , çiftlik kebabı , vs. Ama benim gözüm en başta duran güvece takıldı. Büyük,eski usül bir güveç içinde görüntü enfesti , tabağa gelince daha da enfes olduğunu anladım. Birkaç çeşit denemek istediğim için gördüğünüz resim “az güveç” resmidir. Eti gayet bol , sebzesi , suyu tam kıvamında , işte kusursuz güveç.
Rize’nin Çayeli ilçesinden çıkıp tüm yurtta meşhur olan kurufasulyeci Hüsrev’in başlattığı Çayeli kurufasulyesi akımı burada da sürmekte. İşin aslı şu ; her ne kadar adına Çayeli kurufasulyesi dense de , fasulye aslen Erzurum’un İspir ilçesinden gelmekte. Bazı yerlerde şeker fasulye diye de satılan bu fasulyenin tadı gerçekten hafif şekerli. Bir sır vereyim ; rivayete göre fasulyeyi akşamdan su yerine süte yatırırlarmış , o tatlı lezzetinin bir kısmı da buradan gelirmiş.Denir ki ; Hüsrev gibi bazı büyük restoranlar İspir’de üreticiye yıllık ödeme yapar ve sene başından tüm yılın fasulyesini alır. Ama ben onu bunu bilmem , yediğime bakarım,lezzete bakarım.
Çünkü sırada tatlı var , hem de buraların meşhur fırın sütlacı!!!

iyi güzelde du sizin fırında sütlaçın tarifini vermediniz tadını tutturamadım gitti:)
Sunay üzgünüm ama fırın sütlaç tarifim yok,bir karışıklık olmasın?